Koronavirüs tüm dünyaya yayılmış, insanları, devletleri, ekonomileri etkisi altına almış durumda. Birçok ülke , özellikle de Fransa, Almanya, Amerika Birleşik Devletleri gibi gelişmiş ülkeler, virüsün yayılmasına karşı çok ciddi ve sert önlemler almak zorunda kaldılar. Bu önlemler hem insanların evlerinde daha fazla zaman geçirerek tüketimi azaltmasına, hem üretim kapasitelerinin düşmesine, hem de ulusal ve uluslararası ticaret faaliyetlerinin hacimlerinin önemli ölçüde azalmasına neden oldu.
2 nisan itibariyle dünya genelinde Koronavirüs tanısı konulan kişi sayısı 1 milyonu geçti, ölüm sayısı 50 bini aştı. Şu an bu krizin içerisinde bulunan insanların çok büyük bir kısmı, hayatlarında tecrübe etmedikleri kadar büyük bir trajedinin içerisindeler ve bu krizin yakın zamanda bitmeyeceğinin ve hatta bu günlerin sadece başlangıç olduğunun farkındalar. Dünya genelinde her geçen gün tanı ve ölüm sayılarının artması, korkuyu daha da besliyor, insanların geleceklerini tahmin etmesini, plan yapmasını daha da zor hale getiriyor.
Tahmin ve planlama konusunda sorun yaşayanlar sadece kişiler değiller. Şirketlerin de 2020 ajandalarını baştan hazırlamaları gerekiyor, ancak 2020 ve 2021 yılları için planlamaya taban oluşturacak veriyi doğru yorumlayabilmek, çıkarımlarda bulunmak gerçekten çok zor.
Şirket Ajandalarının Güncellenmesi
Hızla yayılan Koronavirüs ve ekonomi temelli belirsizliğin artmasıyla değişen pazar şartları, haftalık planlamalar için bile yüksek risk oluşturuyor. Planlamaları yaparken ya da şirketin geleceğiyle ilgili kararlar verirken virüsten daha önce etkilenmeye başlamış ülkeleri baz almak yönlendirici olacaktır. Aynı zamanda güvenilir şirketlerin raporları da güzel veriler oluşturuyor.
McKinsey, 25 Mart 2020 tarihinde Koronavirüs’le ilgili tahminlerini güncelleyerek yeni bir rapor paylaştı. Bu raporun içerisinde virüsün yayılma hızıyla ilgili farklı senaryolar yer alıyor ve aynı zamanda şirketler için tavsiyeler de mevcut.
Dünyada Neler Oluyor?
Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’nde sayılar çok daha hızlı yükseliyor
- Çin ve Güney Kore’de vakaların artış hızı önemli ölçüde yavaşladı, Çin’deki yeni vakaların çoğunun yerel etkileşim nedenli olmadığı, ülke dışı etkileşimlerden kaynaklandığı bildirildi.
- Avrupa’nın lideri 100 binin üzerindeki vaka sayısıyla İtalya. Önümüzdeki günlerde bazı Avrupa ülkelerindeki vaka sayılarının yakından izlenmesi, tedbirlerin etkili olup olmadığını belirlemek için kritik önem taşıyacaktır.
- ABD, 27 mart itibariyle toplamda 100 bin vaka sayısını geçti ve şu an pandeminin en çok etkilendiği ülke olarak görünüyor. İtalya’dan daha yüksek bir oranda vakalarda çarpıcı bir artış yaşanıyor; sosyal hayatla ilgili önlemler öncelikle eyalet ve yerel düzeyde uygulanmaktadır.
- İtalya, vakalardaki hızlı artışa yanıt olarak, bir sokağa çıkma yasağı (önce bölgesel, sonra ülke çapında) uygulandı ve ülke o zamandan beri testlere erişimi önemli ölçüde genişletti.
- Güney Kore’de, agresif test stratejisi (22 günde yaklaşık 180 bin test yapıldı), temasların takibi ve gözetimi ve zorunlu karantinalar, virüs kümelerinin izole edilmesine ve Daegu’da salgının önemli ölçüde yavaş yayılmasına yardımcı oluyor.
- En çok test yapan ülke Finlandiya. Her 1 milyon için 8,000 test uygulaması yapıldı. İtalya’da bu sayı 3,500, ABD’de ise 360.

Koronavirüs ve Ekonomi: Olası Kriz Senaryoları
McKinsey raporunda Koronavirüs kriziyle ilgili 9 farklı gelecek senaryosuna yer veriyor. Bu senaryoları oluştururken baz aldıkları 2 değişken var, birincisi virüsle mücadele uygulamaları, diğeri ise ekonomi politikaları. Aşağıdaki tabloda Koronavirüs ve ekonomi üzerindeki etkisinin olası senaryoları gösterilmektedir, daha detaylı incelemek için yeni sekmede açarak büyütebilirsiniz.

En olası senaryolardan birisi, McKinseye göre A3. Bu senaryoya göre virüs frenlenecek ve sonrasında da ekonomide yavaş bir iyileşme trendi görülecek. Ekonomi, %8 küçülecek.
Bir diğer olası senaryo ise A1. Bu senaryoya göreyse virüsün etkisiz hale gelmesine rağmen, bölgesel olarak devam edeceği düşünülüyor. Bu nedenle de ekonomik hasarın A3 senaryosundan daha ağır olacağı, ülke ekonomilerinin ancak kendilerini 2021 yılında toplayabileceğini ve bu yılı %13 küçülme ile tamamlayacağını öngörüyorlar.
A2 ve A4 de A1 ve A3 senaryolarından sonra en olası senaryolar olarak görünüyor. Bu iki senaryoda da ekonomik iyileşmenin diğer iki duruma göre daha hızlı olacağı öngörülmekle birlikte, ülke kaynaklarının bu kadar cömertçe kullanılmayacağı öngörüler arasında.
Hangi Sektör Ne Kadar Etkilenecek?
Hemen hemen her sektör 2019 sonu itibariyle pandemiden hesabına düşeni almaya başladı. Ancak bazı sektörler diğerlerine göre bu durumdan doğaları gereği daha fazla etkileniyorlar. Havacılığın %45’in üzerinde daralma yaşayacağı tahmin ediliyor. Petrol ve gaz şirketlerini de %45′ e yakın bir kayıp beklediği tahminler arasında. McKinsey raporuna göreyse diğer sektörlerdeki daralma oranları şu şekilde;
- Seyahat %40
- Sigortacılık, bankacılık, holdingler, emlakçılık, otomotiv, kimya&tarım %30
- Sağlık tesisleri ve hizmetleri, ulaşım ve altyapı, savunma, dayanıklı tüketim malları %25
- Elektrik ve doğal gaz, yiyecek,&içecek, elektronik eşya, medikal teknoloji %20
- Telekom, medya, kişisel ve ofis eşyaları, sağlık malzemeleri ve dağıtımı, ilaç , yüksek teknoloji %15
- Lojistik, perakende, müşteri hizmetleri %10
Ekonomik İyileşme Bazı Sektörler İçin 2021’i Bulacak
En Uzun Toparlanma Süreci Ticari Havacılıkta
Krizin en çok vurduğu sektör olan havacılıkta, iyileşmenin 2021’in 3. veya 4. çeyreğinde olacağı tahmin ediliyor. Bu sektördeki firmaların hisse senetlerinde ise %44’lük bir kayıp bekleniyor.
Önceden var olan sektör zorlukları, olası gelirde hızlı bir düşüş ve yüksek sabit maliyetler, kısa vadeli nakit akışına ve uzun vadeli büyüme belirsizliğine neden oluyor. Üretim ve tedarik zinciri kesintilerinden kurtulması yıllar alabilir. Sektörün yüksek kârlılığa sahip iş seyahatlerine yönelebileceği belirtiliyor.
Seyahat Şirketleri
Havacılık kadar etkilenmesi beklenen sektörlerden birisi de seyahat. Sektörün normale dönmesinin 2021’in ilk ya da ikinci şeyreğinde olacağı tahmin ediliyor. Bu şirketlerin hisse senetlerinde de %44’lük bir kayıp tahmini var. Yurt içi seyahatlerdeki toparlanmanın daha çabuk gerçekleşeceği, ülkeler arası seyahatlerinse daha uzun zaman alacağı tahminler arasında.
Sigortacılık
Bolluk ekonomisinin en büyük kazananları arasında yer alan sigortacılık ise pandemi krizinden zor kurtulacak gibi görünüyor. 2020’nin son çeyreğinden itibaren sektörün kendine gelemeyeceği tahmin ediliyor.
Petrol ve Gaz
Üretimin düşmesi, doğal kaynaklara olan talebi azalttı. DÜnyanın en çok petrol ithalatı yapan Çin’in virüsten etkilenen ilk ülke olması ve virüsle agresif bir mücadele yöntemi seçmesi nedeniyle fabrikaları kapatması dünya genelinde petrolde arz fazlası oluşmasına neden oldu. Bu durum da petrol fiyatlarının ciddi oranda düşmesiyle sonuçlandı.
OPEC ülkelerinin üretim kapasitesini düşürmemesi durumunda, 2020’nin son çeyreğine kadar arz fazlasının devam edeceği düşünülüyor.
Otomobil
Çin’deki otomobil fabrikalarının kapanması ve Çin’in hem dünyanın en büyük otomobil üreticisi hem de tüketicisi olması nedeniyle sektör en başından beri can çekişiyor. Virüsün Avrupa’da da yayılmaya başlamasıyla Avrupa’daki otomobil fabrikaları da kapanmaya başladı. Bu nedenle kriz daha da derinleşiyor. Sektörün bu yılın 3. çeyreğinden önce toparlanmayacağı ve ayrıca hisselerde de %32’lik bir kayıp yaşanacağı öngörülüyor.
Kıyafet, Moda ve Giyim
En hızlı toparlanma sürecine gireceği düşünülen sektörlerden birisi de tekstil olarak tahmin ediliyor. Giyim kategorilerine yönelik talep genel olarak keskin bir şekilde düştü ve sektörün geri dönüşünün online kanalın büyümesiyle destekleneceği düşünülüyor. Ancak işgücü sıkıntısı yüzünden bu kanalın da kapasitesi sınırlı olacak. 2. çeyreğin sonundan itibaren sektörde hareketlenmenin başlaması bekleniyor. Buna rağmen %28 değer kaybı yaşanacağı tahminler arasında.
Burberry Krizden Neden Bu Kadar Çok Etkilendi? yazısına ulaşmak için…
Koronavirüs ve Marka Yönetimi‘yle ilgili daha detaylı bilgi için…
